Ekonomi yazarı Erdal Sağlam “Yargıdaki kara para trafiği iddiasındaki doğrular ortaya çıkmaya başlayacağı için mi Can Atalay krizi tetiklendi?” diye sordu.
10 Haber yazarı Erdal Sağlam, yargıdaki Can Atalay krizinin altında yatabilecek gerekçeleri sıraladığı bugünkü yazısında “Yargı darbesi mi, pastadan pay kapma çatışması mı?” sorusunu gündeme getirdi.
“Bu düzende ekonominin yavaşladığı, başka bir deyişle pastanın küçüldüğü dönemlerde, bu tür siyasi ve güvenlik-yargı krizlerinin ortaya çıktığını şimdiye kadar epeyce gördük” diyen Sağlam, aşağıdaki sorularla “yeni bir pasta krizi mi” sorgulaması yaptı:
– Hapisten çıkarılan mafya babalarının hemen bir partiyi ziyaret edip teşekkür ettiklerini, ardından devlete ve Cumhurbaşkanı’na destek açıklayıp, muhalif kesimlere tehdit yağdırmaları ile bu krizin bir ilgisi var mı?
– İçişleri Bakanı’nın tüm mafya gruplarına, uyuşturucu kaçakçılarına karşı önemli operasyonlar yapması, TC vatandaşlığı verilen İnterpol’un aradığı uluslararası kaçakçıların yakalanması, yapılan soruşturmalarda bazı siyasilerin mafya ilişkilerinin ortaya çıkma tehlikesi, bu krizi tetiklemiş olabilir mi?
– Uzun zamandır sürdürülen kara para trafiğinin işlemesinde, bazı siyasiler ile yargı mensuplarının bulunduğu iddiaları doğru mu, bu doğrular ortaya çıkmaya başlayacağı için mi, bu kriz tetiklendi?
– Bazı magazin aktörlerinin kara para ile ilgisi bulunduğu, birilerinin paralarını akladıkları gibi soruşturma sonuçları ortaya çıkmaya başladığı, dosyalardan önemli isimler çıkabileceği için mi, kriz bu süreçte ortaya çıktı?
– Çok büyük paralardan söz ediyoruz. Bir seferde akıllara gelmeyecek kadar büyük uyuşturucu, insan kaçakçılığı, silah, yasadışı bahis gelirlerinden söz ediyoruz. Bunların hepsi de yasa dışı, büyük cezalar gerektiren, vergisi ödenmeyen, tezgâhı sürdürmek için politikacı, bürokrat ilişkisi gerektiren faaliyetler. Soruşturmalar ilerledikçe uzantıların çıkma tehlikesi mi belirdi?
– Bu soruşturmalarda gri listeden çıkmak için, uluslararası teşkilatlardan destek alınıyor mu; bu bilindiği için mi, birileri “milli yargı” vurgusu yapıyor?