İsrail, rehine krizini nasıl çözebilir?

Yüz binlerce İsrail askeri Gazze sınırında toplanırken, İsrail hükümeti neredeyse imkansız bir rehine durumuyla karşı karşıya.

Geçtiğimiz Cumartesi günü Hamas’a bağlı silahlı kişiler tarafından İsrail’in güneyinden kaçırılan en az 150 rehine şu anda Gazze’de tutuluyor. Bunların arasında kadınlar, çocuklar ve yaşlılar da var.

İsrail ordusu, Perşembe günü yaptığı açıklamada 95’ten fazla rehine ailesinin, akrabalarının ya da aile fertlerinin Gazze’ye götürüldüğüne yönelik bilgilendirildiğini duyurdu.

Eğer İsrail Gazze’ye geniş çaplı bir kara saldırısı başlatmaya karar verirse, ki bazıları bunun yakın zamanda olacağını tahmin ediyor, rehinelerin hayatta kalma şansı nedir?

Uzlaşma ihtimali var mı?

Ortaya atılan fikirlerden biri, Hamas’ın İsrail hapishanelerinde tutulan 36 Filistinli kadın ve çocuk mahkum karşılığında kadın ve çocuk rehineleri serbest bırakması.

Ancak İsrail’deki Reichman Üniversitesi Politika ve Strateji Enstitüsü’nde kıdemli analist olan Michael Milstein, normal şartlarda İsrail için bir numaralı önceliğin bu rehinelerin iadesi olacakken, bugün askeri bir tehdit olarak Hamas’ın ortadan kaldırılmasının önceliklendirildiğini söylüyor.

Her iki tarafta da gerilim ve öfke yüksek, ne İsrail ne de Hamas uzlaşma veya taviz vermeye yatkın görünmüyor.

İsrail hala silahlı Hamas üyelerinin güney sınırlarını bu kadar kolayca aşıp binden fazla kişiyi öldürebilmesine şaşkın ve öfkeli.

Filistinliler de Cumartesi gününden bu yana binin üzerinde kişinin ölümüne yol açan 2 binden fazla İsrail hava saldırısının şokunu yaşıyor.

Üstelik Gazze’nin yakıt, elektrik, su ve ilaç tedariği de kesildi.

Ancak İsrail de saldırılarını sürdürmekten çekinmiyor. Gazze’nin büyük bir kısmı kasıtlı olarak moloz yığınına dönüştürülüyor.

Reichman Üniversitesi’nden Milstein, Hamas’ın rehin aldığı kadınları, çocukları ve yaşlıları elinde tutmaya istekli olmayabileceğine inanıyor.

Milstein, Hamas’ın uluslararası kamuoyundaki olumsuz algıyı düşündüğüne inanıyor. Bunun yanında İsrail’in süren hava saldırılarında, Hamas üyelerinin konumlarını gizli tutmaya çalıştığı bir ortamda birçok rehinenin bakımının zor olacağı düşünülüyor.

Hamas’ın rehin aldığı herhangi bir askeri personelden maksimum avantaj elde etmek isteyeceği ve eğer müzakereler gerçekleşirse serbest bırakılmaları karşılığında en yüksek bedeli talep edeceği düşünülüyor.

Kolay bir seçenek yok

Bu da rehineler konusunda İsrail hükümetini ikilemde bırakıyor.

Riskli bir silahlı kurtarma operasyonuna mı girişmeli, yoksa Hamas’ın hava saldırılarıyla güç kaybetmesini ve anlaşmaya daha istekli olmasını mı beklemeli?

Bu ikinci opsiyon çok riskli. Rehinelerin yer altındaki tünellerde ve sığınaklarda tutulduğu düşünülse de hava saldırılarından etkilenmeyeceklerini kesin olarak söylemek mümkün değil.

Rehineleri tutan kişilerin öfke anında ya da kurtarılmak üzere olduklarından şüphelendikleri için onları öldürme riski de her zaman var.

Bu, 2012 yılında Nijerya’da, İngiltere-Nijerya Özel Kuvvetleri’nin cihatçılar tarafından tutulan iki rehineyi kurtarmaya yönelik başarısız operasyonu sırasında yaşanmıştı.

İsrail, rehinelerin her birinin kimliği ve durumu hakkında bildiği her şeyi derleyerek bir ‘Rehine Durum Odası’ kurmakta hızlı davrandı.

Ancak 20 yıl boyunca İsrail askeri istihbaratında çalışan Michael Milstein, “Gazze’deki her ev ve sokağa ilişkin tüm verilere sahip değiliz” uyarısında bulunuyor.

İsrail, rehine kurtarma konusunda deneyimli ve birlikleri bunun için yoğun bir şekilde eğitiliyor.

İsrail’in 1957’de kurulan gizli Sayeret Matkal adlı komando birimi, İngiliz Özel Hava Servisi’ne (SAS) veya ABD’nin Delta Force’una benziyor.

Sayeret Matkal birimi, 1976 yılında komandolarının Uganda havaalanında kaçırılan bir uçaktan rehineleri kurtardığı Entebbe Baskını ile üne kavuştu.

Bu birimin komutanı, İsrail komandoları arasında ölen tek kişi olan Yonatan Netanyahu’ydu.

Yonatan’ın kardeşi Binyamin bugün İsrail başbakanı. Rehineler konusundaki son karar da ona ait.

“Şimdiye kadarki en zor rehine durumu”

ABD’nin İsrail’e istihbarat bilgileriyle ve hatta kendi Özel Kuvvetleri ile destek sağladığına dair haberler geliyor.

Büyük bir ABD taşıyıcı donanması Doğu Akdeniz’in açıklarında konumlanmaya başladı.

Ancak Hamas, İsrail’in teknoloji ve silah gücündeki büyük avantajına karşı asimetrik savaş yeteneğine sahip olduğunu gösterdi.

İletişimlerinde dijital iz bırakmaktan kaçınarak ve iletişimleri minimumda tutarak Hamas, 7 Ekim’de İsrail’i şaşırtmayı başardı.

Şu anda 150’den fazla rehineyi elinde bulunduran silahlı kişiler, mümkün olduğunca çevrimdışı kalmaya devam edecek.

Michael Milstein, “Bu hiç şüphesiz İsrail’in tarihinde karşılaştığı en zor rehine durumu” diyor.

 

 


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir