HDP’lilere tokalaşan Bakan Akar’ın Ahmet Kaya alıntısı görüşmelere damga vurdu

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda, Milli Savunma Bakanlığı‘nın 2023 yılı bütçesi görüşüldü. Görüşmelerde gün boyu yapılan eleştirilere ve sorulan sorulara cevap veren Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, HDP’li vekillerle de tokalaştı.

MADALYA TARTIŞMASI YAŞANDI

Bakan Akar komisyonda yaptığı açıklamalarda SADAT ile Milli Savunma Bakanlığının hiçbir ilişkisi olmadığını söylerken Türk askerine çuval geçiren ABD’li komutandan madalya almasına ilişkin de “Efendim bu madalyayı nasıl aldın, Meclis’e niye gelmedin? Verdik, bunların hepsinin cevabı var. Meclis’e geldiğimizde bize sorulabilecek sorular neler varsa bunların hepsinin cevabı yazılı olarak internet sayfalarında…” dedi.

“AHMET KAYA’NIN SÖZLERİ AKLIMA GELDİ”

Bakan Akar Ahmet Kaya’dan alıntı yaparak başladığı konuşmasında özetle şunları söyledi: “Burada sorular ve yorumlarda, Ahmet Kaya’nın türküsü aklıma geldi. Nereden baksan tutarsızlık, nereden baksan ahmakça. Cevapları verilmiş, tartışması yapılmış, konuşulmuş, görüşülmüş yazılı ve sözlü aleni konular var. Bunlar soru veya yorum, cevapları atlanarak, yeni birtakım yorumlar inşa edilmeye kalkıldı. Bunlar uygun değil yani, birlik ve beraberlik için, beraber çalışmamız bakımından uygun olmadığını sizlere kibarca ifade etmek istiyorum.

Tabii ki 85 milyon vatandaşımızın güvenliklerini sağlayacağız, tabii ki güvenlikçi olacağız. Diğer taraftan da bu özgürlüklere mâni değil. Diğer ülkelerde nasılsa, e buna göre özgürlükler verilecek. Konuşmamın sonunda biz dedik ki, binlerce yıllık tarihimizden süzülüp gelen mili, manevi ve mesleki değerlerimiz, asil milletimizin duasını aldığımız ilhamla akıl ve bilim çerçevesinde, Anayasa çerçevesinde, yasalar doğrultusunda hiyerarşi. Hiyerarşi de Cumhurbaşkanımız, bakan, diğer Genelkurmay ve kuvvetler. Bu çerçevede çalışmaya çalışıyoruz. Bunu yaparken tabii ki yasalar, Anayasa. Bunun anlaşılmasını arzu ediyoruz.

“YENİ OSMANLICILIK KAVRAMINI YUNANLILAR ÇOK KULLANIYOR”

Yeni Osmanlıcılık diye ortaya bir şey atıldı, bunu Yunanlar çok kullanıyor. Ülkemizde de bazı arkadaşlarımıza, akademisyenlere, basına, medyaya ve siyasete bu intikal etti. Öyle bir şey yok. Şimdi Suriye’yi konuşalım. E Suriye’de Kilis’te cami vuruldu. DEAŞ’tan dolayı… Buna karşı, ‘Efendim bizim DEAŞ’a karşı mücadelemizi engelliyorsunuz’ diyorlar yurtdışında. DEAŞ’a karşı göğüs göğüse mücadele eden, 4 bin 500 civarında DEAŞ’lıyı etkisiz hale getiren Türk Silahlı Kuvvetleri. Diğer taraftan bu operasyonlarda koalisyon kuvvetlerinin kullandıkları, hava taarruzları sırasında istemeden ölümüne sebep olduk diye kendi sitelerinde yazdı. Afganistan’da kimine göre 90, kimine göre 150. Koalisyon kuvvetlerinin ifade ettikleri 1300- 1500 civarındaki sivil ölümün aslında 8 ila 13 bin olduğunu batılı kaynaklar söylüyor. Şimdi bunların hiçbiri konuşulmuyor, bunlar insanlık meselesi değil. Bizim buradaki yaptığımız son derece temiz, buna inanın. Bunun dışında bizim emir veremiz, talimat vermemiz, bir şeye göz yummamız asla söz konusu değil. Bütün yaptığımız faaliyetler 51’inci madde, meşru müdafaa, insan hakları, buna karşı yapılacak.

“GÜÇLERİNE BAKMADAN RACON KESMEYE ÇALIŞIYORLAR”

Bir şey yapalım, ülkenin bekası ve milletin refahı için. Bunun görülmesi gerçekten çok önemli… Kendi kitlesine, arkadaşlarına konuşmak için burada bizleri, üyeleri kullanmak da hiç yakışık değil. Burada ne varsa samimi olarak fikrimizi, zikrimizi söyleyelim. Ona göre herkes bundan yararlansın, o istikamette ilerleyelim.

“BU HUDUTLARDAN KİMSE GEÇMESİN DİYE GECE GÜNDÜZ KENDİMİZİ YIRTIYORUZ”

Hudutlar kevgire döndü, gerçekten çok zararlı bir kelime. Yanlış bir kelime. Bunu kullanmamak lazım. Varsa bir şey tabii ki bizim görevimiz bu. Bu hudutlardan kimse geçmesin diye gece gündüz kendimizi yırtıyoruz. Bunda çok kısa bir süre önce bizim huduttaki nöbetçilerimiz ‘Amca nereye gidiyorsun?’ diye çevirdikleri zaman oradaki vatandaşımızı, adam nöbetçiye kızıyordu. ‘Ne karışıyorsun, tarlama gidiyorum’ diyordu. Çünkü evi Türkiye’de, tarlası Suriye’de. Şimdi böyle bir şey asla söz konusu değil.

“ÇALIŞMALARIMIZDA KOORDİNASYON AÇISINDAN SORUN YOK”

Bizim İçişleri, Milli Savunma bakanları ve Sayın Cumhurbaşkanımız, MİT Başkanı, Dışişleri Bakanı gece gündüz beraber. Bizim beraber olmamızın ötesinde, şu anda dahi bizim Genelkurmay, Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, MİT’ten arkadaşlarımız gece gündüz beraber çalışıyorlar. Koordinasyon sorunu olması söz konusu değil… Toplam 1 milyon kişi bizim operasyon yaptığımız bölgelere güvenli, gönüllü ve saygın bir şekilde döndüler. Koordinasyonda sorun yok.

“SADAT’LA İLGİLİ MİLLİ SAVUNMA BAKANLIĞI OLARAK HİÇBİR İLİŞKİMİZ OLMADIĞINI KESİNLİKLE SÖYLÜYORUM”

SADAT’la ilgili Milli Savunma Bakanlığı olarak hiçbir ilişkimiz olmadığını kesinlikle söylüyorum. Bu tamamen bizim dışımızda bir hadise.

“BİZİM S-400 İLE İLGİLİ BİR PROBLEMİMİZ YOK”

Bu S-400 sürekli gündeme geliyor. Gerçekten bizim S-400 ile ilgili bir problemimiz yok. Biz NATO üyesi olmaktan dolayı, batı ülkeleriyle çalışmaktan dolayı bu nedenle işe başlarken ülkemizin, 85 milyonun hava savunmasını uzak menzilli… Biz bunu temin etmeye Amerika’dan başladık. Patriottan başladık. Olmadı. Ne yapacağız? Buna ihtiyacımız var. S-400 oldu. S-400 nerede? S-400 yerinde. Kullanılmaya hazır. Her şeyi hazır. Böyle bir tehdit geliştiği takdirde ülkemizin hava savunmasının nerede olacağını karar verdikten sonra bunu götürür ve kullanırız.

“MADALYAYLA İLGİLİ CEVABI VERDİK”

Orada biraz fazla abartılı cevap verdik. Sorulara karşı bizim temel tepkimizin sebebi bu sorular onlarca kez soruldu. Efendim bu madalyayı nasıl aldın, Meclis’e niye gelmedin? Verdik, bunların hepsinin cevabı var. Meclis’e geldiğimizde bize sorulabilecek sorular neler varsa bunların hepsinin cevabı yazılı olarak internet sayfalarında… Bana 15 Temmuz sonrası Meclis, mahkemeler, savcılık bize ne dediyse, bize düşen görev neyse biz yaptık. Hepsi ortada duruyor. Başka amaçlarla bilinen şeylerin, bilerek, isteyerek, inanarak bir şey söylemesi, bir iddiada bulunması saygıdeğer. Ama birilerinin adına, eline tutuşturduklarıyla, birilerinin kafasına girdiğiyle birtakım işler çevirmeye kalması karşıda tepki uyandırıyor.

“OPERASYON YAPMAK İÇİN GERÇEKTEN HİÇBİR SUNİ GEREKÇEYE İHTİYACIMIZ YOK”

“PEŞKEŞ LAFI VAR BU BİZİ ÜZÜYOR. KEVGİR LAFI VAR BİZİ ÜZÜYOR”

Arkadaşlar bir de bu kelimelerin kırıcı olmaması lazım.Peşkeş lafı var bu bizi üzüyor. Kevgir lafı var bizi üzüyor. Hududu anlatıp duruyoruz. Kevgir falan değil. Böyle bir şey yok. Danıştay’a dört kere gidildi. Danıştay, diyor ki normal bu işlem diyor. Bizler, akıl, bilim, anayasa… Bakanlığımız böyle çalışıyor. Yanlış bir şey varsa düzelttik. Düzeltmeye de çalışıyoruz.

“ASKERİ, ASKER SINIRINDA TUTUYORUZ”

Biz, yani ben Bakan olarak elimizden geldiğince askeri, asker sınırında tutuyoruz. Bütünüyle. Tek işimiz bu… Dolayısıyla bu siyasallaşma meselesinin de dikkatli kullanılması lazım. Her şey şeffaf. Hâkime de açık, savcıya da açık.

Bir düzelteceğimiz konu da okullar kapatılmadı. Harp okulları görevine devam ediyor, Kurmay mektepleri görevine devam ediyor. Bir düzenleme yapıldı. Bağlantılar yapıldı. Liselerin kapatılması söz konusu oldu. Öbür tarafından Kuleli’nin müze olması söz konusu değil.

“15 TEMMUZ TABİ HEPİMİZ İÇİN BÜYÜK BİR TRAVMA BUNUN TEKERRÜR ETMEMESİ İÇİN HER TÜRLÜ TEDBİRLERİ ALIYORUZ”

Askeri hastaneler, okullar vs. gibi konularda da 15 Temmuz tabi hepimiz için büyük bir travma bunun tekerrür etmemesi için her türlü tedbirleri alıyoruz. Bunlarla ilgili birtakım uygulamalar yapıldı. Bundan sonra da askeri hastane, askeri yargı bir şekilde şekillenecek. Çalışmalarımız arasında.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir