Diploma soruşturması ile 18 Mart tarihinde 31 yıl önce almaya hak kazandığı diploması elinden alınan İmamoğlu, bir gün sonra 19 Mart tarihinde evinden gözaltına alındı. Hakkında açılan ‘yolsuzluk‘ ve ‘terör‘ soruşturmaları kapsamında 23 Mart tarihinde hakim karşısına çıkan İmamoğlu, ‘terör‘ soruşturmasından adli kontrol olmaksızın serbest bırakılırken ‘mali suçlar’ gerekçesi ile tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderildi.
İmamoğlu’na yönelik operasyonların gölgesinde yapılan ön seçimde 15 milyondan fazla oy alan İmamoğlu tarihi bir ön seçim ile Cumhuriyet tarihine geçti ve CHP ile birlikte 15 milyondan fazla yurttaşında doğrudan doğruya Cumhurbaşkanı adayı oldu.
ERDOĞAN’IN PLANI ORTAYA ÇIKTI
İktidarın İmamoğlu için uygulamayı düşündüğü stratejiyi, Ankara kulislerini yazan gazeteci Nuray Babacan yazdı. Babacan’a göre İmamoğlu’na Demirtaş formülü uygulanmak isteniyor. İşte Nuray Babacan’ın Nefes gazetesindeki yazısındaki ilgili kısım:
Gelelim, iktidar kanadının İmamoğlu ve ekibini yolsuzluk iddialarıyla yorma ve kayyum kartını askıda tutma kararına. Topal ördek yaratma amacı taşıyan bu kararda iki amaç var.
1-CHP’nin, parti meclisinden belirleyeceği yeni başkan ile İstanbul belediye yönetimi silikleştirilecek. Bu yönetim, aylarca yolsuzluk iddialarından temize çıkmakla uğraştırılacak. Ayrıca, devletin tüm kurumları tam saha büyükşehir belediyesinin ekonomik gücünü daraltmaya ve nefes almasını zorlaştırmaya çalışacak.
2-Ekrem İmamoğlu’nun cezaevinde kalış süresine bağlı olarak etkisi zayıflatılacak. Kendisi yolsuzluk iddialarının asılsız olduğunu ispat için uğraşırken, partinin ve sokaktakilerin enerjisi düşecek. İmamoğlu bir süre sonra Selahattin Demirtaş gibi zaman zaman açıklamaları medyaya yansıyan siyasi tutukluya dönüştürülecek.
AKP, ilk senaryosuna kıyasla geri adım atmış bile olsa yeni bir hesap yapıyor.