Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Gençlere güvenmek, onlara siyasi dolgu malzemesi olarak kullanmakla değil, onların siyasette önünü açmakla sorumluluk vermekle olur. Biz 21 yıldır hep bunu yaptık. Onlar ne veriyorsa benden beş fazlası diyen, eski Türkiye siyasetçileri lafla el yükseltip, gerçekte hayatları karartmıyoruz. Somut, gerçekçi, hayata dokunan, iyi çalışılmış projelerle gençlerimizin huzuruna çıkıyoruz. Seçim beyannamemiz, bizlere kapsamlı bir yol haritası sunuyor…Beyin göçüne tersine çevirecek, gençlik umutlarını yükseltecek ülkemize hizmet etme aşkını artıracağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Gençlik Buluşmaları” kapsamında Eskişehir’de düzenlenen iftar programına katıldı. Erdoğan, burada şunları söyledi:
“NEW YORK PİYASASI NEYSE LONDRA PİYASASI FİNANSTA NEYSE, İŞTE ŞİMDİ İSTANBUL FİNANS MERKEZİ AYNEN BUNLARLA YARIŞA GİRECEK”
“Dün İstanbul’da çok önemli iki projenin törenine katıldım. Önce ülkemizi finans sektöründe yeni bir lige çıkaracak olan İstanbul Finans Merkezi’nin ilk kısmının açılışını gerçekleştirdik. Toplam, 65 milyar liralık yatırım değerine sahip, İstanbul Finans Merkezini 15 sene içinde milli gelire yaklaşık 130 milyar dolar katkı yanında, 132 bin ek istihdam da sağlanacak. Tıpkı Avrupa, Amerika, Asya, Ortadoğu’daki gibi ülkemizde finansal bir ekosistemin oluşumuna vesile olacak. Bugün, New York piyasası neyse Londra piyasası finansta neyse, işte şimdi İstanbul’da Ataşehir’de kurduğumuz İstanbul Finans Merkezi aynen bunlarla yarışa girecek hatta bunları aşacak.
İstanbul Finans Merkezi’nin stratejik önemi ekonomimize asıl katma değeri önümüzdeki dönemde ortaya çıkacak. Mimarisi ile çevre dostu özellikleri ile altyapısı ve üstyapısı ile dikkatleri üzerine toplayan bu projeden asıl sizler istifade edeceksiniz. Bugüne kadar bu tür projeler Türkiye’de uygulanmadı. Bu eserleri kazandırdığımız için bize dua edeceğinize inanıyorum. Dün, Fikirtepe’de 20 milyarlık yatırımla hayata geçireceğimiz 12 bin 418 konut projesinin ilk etabını törenini yaptık. Bugün ilk olarak Afyon’da vatandaşlarımız ile buluştuk. Daha sonra da yatırımlarımızın toplu açılışını gerçekleştirdik. Afyon’da Afyonkarahisar müzesinin açılışını gerçekleştirdik. Afyon’da ilk defa böyle bir müzeye bölge sahip oluyor. Çok güzel bir müze inşa ettiler, bedeli 350 milyon lira. Geçtiğimiz haftalarda 60 yıllık hayalimiz olan TOGG’u ilk SİHA gemisi özelliğine sahip TCG-Anadolu’yu ülkemizin hizmetine sunduk. Muhalefet, TOGG için ne diyor? Maket. TCG-Anadolu için ne diyor, maket. Elinize, dilinize dursun. Bunun nesi maket yahu? Bunların altına birer TOGG versek inan kullanamazlar. Maket ya. Şu anda TCG-Anadolu’yu benim vatandaşlarım kuyruğa giriyorlar, tıklım tıklım gelip geziyorlar. Niye? Türkiye hayatında böyle bir esere savunma sanayisinde sahip oluyoruz. Yok bugüne kadar. İlk defa oluyor. Bunun personel sayısı 1350. Bu sayı belki de artacak. Erinden erbaşından bütün subay komuta kademesine kadar 1350 personeli var. Savunma Bakanı’na bir talimatla şöyle bayramdan sonra da bir müddet daha Sarayburnu’nda veya bölgede gemimiz ziyarete açık olarak kalsın. Çünkü, görmeyen gözler görerek, yaşayarak bununla gururlansın. Benim de uçak gemim var desin.
“YATIYORLAR KALKIYORLAR, TELEVİZYON EKRANLARINDA SELÇUK AŞAĞI SELÇUK YUKARI…”
Yatıyorlar kalkıyorlar, televizyon ekranlarında Selçuk aşağı Selçuk yukarı… Ne yaptı Selçuk? Neymiş, damatmış. Bunların rahmetli babası bankalardan kredi almadan çalıştı ve şu anda çocukları aldıkları bu terbiye devam ediyorlar. İhracata yönelik çok ciddi bir potansiyel var, talepleri karşılayamıyorlar. Öyle bir baba ki, devletin bunlara tahsis ettiği yerlere bile almıyor. Yatıyorlar kalkıyorlar, imansız kitapsız komünist varsa televizyonda bunları konuşturtuyorlar. Bunlar devlet düşmanı, millet düşmanı. İşleri güçleri neymiş? Erdoğan bunlara bol bol para vermiş. Elinize dilinize dursun. O kuyruğundan ayrılmadıklarınız bu ülkenin banklarından para aldılar ama bu aile bu konularda çok hassas. İşte şimdi İstanbul Finans Merkezi gibi TOGG’un ve TCG-Anadolu’nun da Türk ekonomisi, sanayisi ve üretim gücü açısından ne manaya geldiği inşallah ilerleyen dönemlerde çok daha iyi anlaşılacaktır.
“EN UFAK BİR MOTOR SESİ DUYMUYORSUNUZ. ELEKTRİKLİ DE OLDUĞU İÇİN SES MES YOK. HANIMLA KONUŞURSAN BELKİ”
Şimdi burada atacağımız bir adım var, o da şu; pil meselesi. Gemlik’teki fabrikanın yanında büyük bir alanı bunun için tahsis ediyoruz. Burada da Lityum pillerinin üretimini yapacağız ve bu pillerin üretimi ile TOGG’un mesafe noktasında, menzil noktasındaki alanı çok daha artacak. Bu arada da istasyonlar artıyor. Ben zaten TOGG’u yetiştirebileceklerine ihtimal vermiyorum, kalite acayip. Direksiyona geçtiğiniz zaman bir rahatlık var. En ufak bir motor sesi duymuyorsunuz. Elektrikli de olduğu için ses mes yok. Hanımla konuşursan belki. Bunun dışında yok. Virajlarda kontrollü rahat bir sürüş emniyeti var. Biliyorsunuz bir zamanlar, devrim arabalarının rafa kaldırılması ile milletimiz yıllarını ekonomik olarak da yüzlerce milyar dolarla kaybetti. Tam 60 yıl boyunca ülkemiz kendi markası ile kendi teknolojisi ile otomotiv piyasası ile maalesef yer alamadı. Bu yılları telafi edemesek de TOGG ile yarının teknolojisiyle hak ettiğimiz yeri muhakkak alacağız.
“BİZ SEÇİM ÖNCESİNDE NAFTALİN KOKULU VAAT BOHÇASINI AÇIP, SONRASINDA AĞZINI BAĞLAYANLARDAN DEĞİLİZ”
Yedili koalisyon ne yaparsa yapsın, biz sizin için sizin mutlu müreffeh geleceğiniz için koşturmaya devam edeceğiz. Doğru hamleler ile doğru adımlarla ve elbette doğru kadrolar ile Türkiye yüzyılının inşasını beraberce gerçekleştireceğiz. Biz seçim öncesinde naftalin kokulu vaat bohçasını açıp, sonrasında ağzını bağlayanlardan değiliz. Biz önce hayal kurar, hedefleri belirler, programa ve projeye dönüştürür, ardından da bunları tek tek hayata geçiririz. Meydanlarda ne söz verirsek, göreve geldiğimizde vaatlerimizi gerçeğe dönüştürmeye çalışırız. Kapı gıcırtısına dans edenlerden de elleri ile kalp yaparak gençlere sempatik görüneceklerini düşünenlerden de bu ülkeye hayır gelmez. Gençleri anlamak, mutfakta video çekerek veya otobüs kapısında raks ederek değil, onların geleceklerine yatırım yaparak olur. Gençleri sevmek, onları için proje geliştirmek, gençlere hizmet etmek demektir. Gençlere güvenmek, onlara siyasi dolgu malzemesi olarak kullanmakla değil, onların siyasette önünü açmakla sorumluluk vermekle olur. Biz 21 yıldır bunu yaptık, yüzyılın seçimine giderken de üç dönem kuralını işleterek 18-30 yaş aralığındaki gençlerimize milletvekili listelerinde geniş yer verdik. Parlamentoyu çoluk çocukla mı dolduracaksınız diyenlere inat, biz gençliğimize gençlerimizin potansiyeline güveniyoruz.
“GENÇ GİRİŞİMCİLERİMİZ İÇİN TARIM GİRİŞİMCİLİK BÖLGELERİ KURACAĞIZ. KENDİ İŞİNİ KURAN GENÇ GİRİŞİMCİLERİMİZE FAİZSİZ KREDİ SUNACAĞIZ”
Onlar ne veriyorsa benden beş fazlası diyen, eski Türkiye siyasetçileri lafla el yükseltip, gerçekte hayatları karartmıyoruz. Somut, gerçekçi, hayata dokunan, iyi çalışılmış projelerle gençlerimizin huzuruna çıkıyoruz. Seçim beyannamemiz, bizlere kapsamlı bir yol haritası sunuyor. Bugüne kadar gençlerimiz için hayata geçirdiğimiz sayısız hizmete, reforma ve düzenlemeye ilave olarak gençlik kartı uygulaması ile, kültür ve sanat etkinliklerinden, üniversitelerimizin ücretsiz veya indirimli yararlanmalarını sağlayacağız. Yükseköğrenimdeki aylık 10 GB, ücretsiz internet erişim imkanı ile bir defaya mahsus olmak üzere cep telefonu ve bilgisayar alımında vergi muafiyeti getireceğiz. Genç girişimcilerimiz için tarım girişimcilik bölgeleri kuracağız. Kendi işini kuran genç girişimcilerimize faizsiz kredi sunacağız. Gençlerimizin dünya ile etkileşimini artıracak yüksek lisans ve doktora programları için yurt dışına gönderilen öğrenci sayısını yükselteceğiz. Üniversiteye devam etmek istemeyen gençlerimizi, mesleki sertifikalar ile iş gücü piyasalarına katılımına teşvik edeceğiz. Gençlik, mesleki veri tabanı kurarak iş dünyasının talepleri ile gençlerimizin yetkinlik ve becerilerinin eşleşmesini sağlayacağız. Beyin göçünü tersine çevirecek, gençlik umutlarını yükseltecek ülkemize hizmet etme aşkını artıracağız.”