
Memur ve memur emeklilerine 2026-2027 yıllarında yapılacak ücret artışı konusunda hükümetle sendikalar anlaşamadı.
Anlaşmaları da mümkün değildi.
İktidarın önerdiği ücret artışı ile sendikaların talepleri arasında dağlar kadar fark vardı.
Uzlaşma sağlanamayınca konu Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’na gitti.
Hakem Kurulu’nda da iktidar temsilcileri çoğunlukta olduğu için çıkacak kararın sendikaların beklentisinden çok iktidarın önerdiği rakamlara yakın olması bekleniyor.
İktidarın sendikalara yaptığı son teklif; 2026 yılı için ilk altı ay yüzde 11, ikinci altı ay yüzde 7, 2027 yılı için ilk altı ay yüzde 4, ikinci altı ay yüzde 4 oranında artış ve 1.000 TL taban aylığı artış içeriyordu.
Memur-Sen’in talebi ise 2026 başında 10.000 TL taban aylığa zam artı yüzde 10 refah payı olmak üzere birinci altı ay yüzde 25, ikinci altı ay yüzde 20 zam.
2027 başında ise 7.500 TL taban aylığa zam olmak üzere birinci altı ay yüzde 20, ikinci altı ay yüzde 15 artış yapılmasıydı.
İktidarın memur ve memur emeklileri için önerdiği ücret artışı TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranının bile çok altında.
TÜİK’e göre yıllık enflasyon yüzde 33 oranında. Buna karşın iktidarın yaptığı öneri memur ve memur emeklilerinin aylıklarına ortalama yüzde 16 artış yapılması.
ENAG’ın araştırmasına göre ise yıllık enflasyon yüzde 65 düzeyinde. İktidarın önerisi ENAG’ın enflasyon oranının yanından bile geçmiyor.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu ise Türkiye’de gıda fiyatlarının bu ay, geçen aya göre yüzde 3,2 oranında arttığını, yılın sekiz aylık dönemindeki fiyat artışının yüzde 27’yi bulduğunu, aralıksız 63 aydır artan gıda fiyatlarında bir yıllık artışın ise yüzde 54,5 olduğunu bildirdi.
Gıda fiyatlarının, Türkiye’nin enflasyon sarmalına sürüklendiği Eylül 2021’den Ağustos 2025’e kadar yüzde bin 313 oranında arttığı bildirilen Birleşik Kamu-İş’in raporda şu saptamalara yer verildi:
“Eylül 2021’de 100 liraya satın alınan bir gıda sepeti için vatandaşlar bu yıl ocak ayında bin 159 lira, şubat ayında bin 185 lira, martta bin 265 lira, nisanda bin 287 lira, mayısta bin 301 lira, haziranda da bin 360 lira, temmuzda bin 369 lira, ağustosta ise bin 413 ödemek zorunda kaldılar. Birleşik Kamu-İş’in gıda fiyatları endeksi Haziran 2020’den bu yana, yani 63 aydır aralıksız olarak bir önceki aya göre artıyor.
Bu rakamlar karşısında iktidarın önerisinin yetersizliği çok açık.
İktidar ayrıca emekçilerin anayasal haklarını kullanmalarına da izin vermiyor. Sendikalar grev kararı alıyor ancak hükümet grevi yasaklıyor, uygulatmıyor.
İktidar bu tavrıyla bir kez daha emekten, emekçiden, emekliden değil sermayeden yana olduğu gösterdi.
İktidarın bu tercihi 23 yıldır değişmedi.
Hazine kaynaklarını, döviz üzerinden geçiş garantisi, yolcu garantisi verdiği; yol, köprü, havaalanı müteahhitlerine aktarıyor. 2044 yılına kadar da ödeme garantisi veriyor.
Köprülerden geçen araç sayısı tahmin edilenden az olursa aradaki farkı yine Hazine müteahhide ödüyor.
İktidarın etrafında kümelenen şirketler için her durumda kaynak bulan iktidar sıra emekçiye, emekliye gelince kaynak bulamıyor.
Emekçiler de emekliler de artık bunun farkında.
Sabırsızlıkla seçim sandığını bekliyorlar.