Susurluk’ta gerçekleşen kazada hayatını kaybeden ve siyaset, bürokrasi ve mafya arasındaki kirli ilişkiler ağının tam merkezindeki Abdullah Çatlı’nın ailesi, tehdit edildikleri gerekçesiyle savcılığa başvurdu.
Bir dönem Ülkü Ocakları Genel Başkanı olarak da görev yapan Abdullah Çatlı, 3 Kasım 1996’da Balıkesir’in Susurluk ilçesinde meydana gelen kazada, emniyet müdürü Hüseyin Kocadağ ile birlikte hayatını kaybetmiş, DYP eski milletvekili Sedat Bucak ise sağ kurtulmuştu.
Türkiye’de uzun süre gündem olan Susurluk kazasında hayatını kaybeden Abdullah Çatlı’nın ailesi, tehdit edildikleri gerekçesiyle mahkemeye başvurdu.
Halk TV’den Dinçer Gökçe’nin haberine göre, Çatlı’nın eşi Meral Çatlı, kızı Gökçen Çatlı ve damadı Aydın Özen ile tanışan Tuğfan S. bir süre sonra bu kişileri telefonla arayarak tehdit etmeye başladı. Özel bir üniversitede dekan yardımcısı olarak görev yapan Gökçen Çatlı ifadesinde “Şüpheliyle dayım aracılığı ile tanıştım. Fotoğraf çektirmek istemiş. Daha sonra şüpheli, beni ve ailemi gece gündüz aramaya başladı. Bana küfretti; cinsel tacizde bulundu” dedi. Anne Meral Gökçen ise ifadesinde “Beni de aradı. Bana, ‘Yarın kızını öldürmeye geliyorlar’ dedi” ifadelerini kullandı.
Yürütülen soruşturma sonrası Tuğfan S. hakkında “tehdit ve hakaret” suçlarından dava açıldı. Mahkemede savunmasını yapan S. ise suçlamaları kabul etmedi. Tuğfan S. ifadesinde “Numara bana ait. Ama bu sözlerin hiçbirini sarf etmedim” dedi. Dosyaya ilişkin yargılama sürüyor.