Aziz Yıldırım basın toplantısında çok şeyler söyledi. Dünden beri yazılıyor, yayınlanıyor.
Mourinho, şampiyonluk, Galatasaray falan filan.
Ama şu sözleri sanırım gözlerden kaçtı. Ya da üstünde fazla durulmadı. Dedi ki;
“Nihat Özdemir, 12 sene benim yanımda Fenerbahçe’ye hizmet etti. Siz bilmiyorsunuz, bırakın onların yalanlarını. Aralarındaki husumet 2011’den.. Bilmediğiniz konular var. Nihat Özdemir, Fenerbahçe’nin değeriydi… Adama salladılar, Fenerbahçe’den istifa etti. Al çiçeği eline, git ‘Başkan bize bunu bunu yapıyorlar, bunu çöz.’ de. Niye geldin mi diyecekti? Bütün değerleri yok ediyoruz. Benim Ali Koç ile değil icraatleri ile sorunum var.”
Şaşırdım. Nihat Özdemir’i listesine alacak sandım. Ama istifa ettiği için üyelikten, “Ben geldim geri döneyim” diyerek olmuyor bu. Kongrede karar lazım dönebilmesi için.
İşte bu gerçek üzerine Ebru Özdemir ismi ortaya atıldı. Ebru Özdemir kim? Nihat Özdemir’in kızı. Şu anda da Nihat Özdemir’in sahibi olduğu Limak’ın yönetim kurulu başkanı.
Limak…
Hani şu Akbelen Ormanlarını kesip biçen…
Türk olmayan müşterisinden Antalya’daki otelinde milliyet farkı isteyen…
Hemen her devlet ihalesinde adı torpilliler arasındaki 5 inşaat şirketinden biri olan Limak…
Şöyle geçmişe dönersek…
Aziz Yıldırım’ın deyimiyle neden sallamışlar Nihat beye de istifa etmiş Fenerbahçe üyeliğinden.
Tarih 4 Haziran 2020. Nihat bey TFF Başkanı. Özdemir Fenerbahçe’nin şike yaptığı ileri sürülen 2010-2011 sezonu şampiyonluğu ile ilgili hukuki işlemleri sürerken bakın ne diyor:
“Birçok ülkede böyle olaylar oldu, İtalya, İngiltere, Fransa’da oldu, Türkiye’de de böyle bir olayı yaşadık, o sezon 2010-11 sezonudur. 2010-11 sezonunu yaşadık, 9 sezon geride kaldı. 9 senedir herhangi bir şekilde şike olayına rastlamadık. Amatör liglerde de şikayetler geliyor, Etik Kurulumuz inceliyor. Bunlarla ilgili herhangi bir şey yakalayamadık ama yakaladığımız zaman meselenin üzerine gideriz.”
Demek istiyor ki 2010-2021 sezonu şampiyonluğu şikedir. Ondar beri olmuyor.
Hatırlatırım o sezonun başkanı Aziz Yıldırım’dır. Kumpaslara direnen, Türkiye’de FETÖ tehlikesini ilk söyleyen, hapislerde yatan Yıldırım.
Nihat beyin o sözlerine en çok tepki göstermesi gereken Aziz Yıldırım, şimdi diyor ki; “Nihat Özdemir, Fenerbahçe’nin değeriydi… Adama salladılar, Fenerbahçe’den istifa etti. Al çiçeği eline, git ‘Başkan bize bunu bunu yapıyorlar, bunu çöz.’ de. Niye geldin mi diyecekti? Bütün değerleri yok ediyoruz.”
Pes!
Fenerbahçeli taraftarlar o dönem büyük bir kampanya başlatmışlar, Nihat Özdemir’in kulüp üyeliğinden ihracını istemişlerdi. Sonunda kendisi istifa etmişti.
Yine o yıla dönersek… Bunun üzerine bakın Ali Koç neler söylemişti:
Açıklamadan sonra, gelen yoğun tepkiler ve herhangi bir refleks göstermemizden dolayı gelen eleştirilere rağmen bekledik. Niye bekledik? Hepimizin hayatında konuşurken, hele canlı röportajlarda bir şey söylemek isteriz ama farklı bir anlam çıkabilir. Dolayısıyla bekledik, hata yapmak insana mahsus. Özür dilemek ise erdemdir. TFF Başkanı Sayın Nihat Özdemir, bir açıklık getirir, ‘Onu demek istemedim, şöyle demek istedim’ der diye tüm tepkilere rağmen bekledik. Ne yazık ki bu akşam üstüne kadar herhangi bir tepki, düzeltme, özür dileme gelmeyince aramızda yaptığımız istişare sonucu başkan vekilimiz Semih Özsoy, çok net ifadelerle durumu açıkladı. Arkasından Nihat Bey’in açıklamaları geldi.
Nihat Bey’in açıklamaları, ilk açıklamasından da beter, daha da talihsiz bir noktaya konuları getirdi. Sayın Nihat Özdemir’e şahsım ve camiam adına teşekkür ediyorum. Niye teşekkür ediyorum? Çünkü Nihat Bey, tüm Fenerbahçeliler’in gerçeği görebilmesi açısından hatta Allah’ın lütfu diyebileceğim şekilde bir açıklama yaparak, içindekileri dışarıya vurmuştur. Taraftarlarımız ve camialarımız nezdinde söz konusu Fenerbahçeyse nasıl bir kötü kalbe ve zihniyete sahip olduğunu gözler önüne sermiştir. Bizleri bölmeye parçalamaya çalışan 3 Temmuz sürecinde sıkı sıkı kenetlenmiştik, yıllar sonra 3 Temmuza yakın bir tarihte 3 Temmuzla ilgili yaptığı açıklamayla bir kez daha bizleri birbirimize sıkı sıkıya kenetlemiştir. Sayın başkana gerçek yüzünü gösterdiği için ve biz yönetim olarak neyle mücadele ettiğimizi bir kez daha hatırlara getirmiştir.
Şunu hatırlatmak istiyorum, Fenerbahçe Spor Kulübü’ne 3 Temmuz 2011 yılından başlayarak yapılan saldırı, kurulan tuzaklar, kumpaslar artık alanen ortaya çıkmıştır. Devletimiz tarafından da yapılanların kumpas olduğu net bir şekilde kabul görmüştür. 3 Temmuz kumpasını hatırlatan, ‘9 yıldır şike olayına rastlamadık’ diyor, sanki 9 yıl önce rastlanmış gibi bir ima çıkıyor. Düzeltmesini bekledik, düzeltmedi, demek ki sözlerin arkasında duruyor. Hem de kim söylüyor bu sözleri, 18 yıl boyunca Fenerbahçe Kulübüne yönetici olarak, başkan vekilliği olarak hizmet etmiş biri, bu ülkede bu örgüte karşı mücadelenin bayraktarı olmuş Fenerbahçe’ye bu sözleri söyleyebiliyor. Kendisi asıl rezaleti bizim konuyu saptırmamıza bağlıyor. Velev ki biz konuyu saptırıyoruz, diyelim ki biz fırsatçıyız ve böyle bir röportaj sonrasında fayda sağlamaya çalışıyoruz. Peki o zaman taraftarlarımız, rakip taraftarlar olarak bunu bizim aleyhimize kullananlar, onlar da farklı anlamamışlar. Sayın başkanın iletişim danışmaları da vardır, kendisine net bir şekilde ifade edilmiştir ki, sayın başkan ne kastetmiş olursanız olun bambaşka yerlere çekiliyor. Yanlış anlama için özür dileyin denmiştir ama sayın başkan bu yolu tercih etmemiştir.
Liglerin başlamasına 1 hafta kala sanki bir kaos ortamı oluşturulmak isteniyor. Hatta çok daha önemlisi temmuz ayında iki tane çok önemli davamız var. Bu mahkemeler başlamadan önce bu lafları etmiş olması, zamanlamayı da manidar buluyorum. Bu kurgulanmış bir röportaj mıdır? Yoksa doğal gelişen bir soru çerçevesinde verilmiş bir cevap mıdır? Onu dahi bilemiyoruz, onu dahi sorgulamak durumunda kendimizi hissediyoruz. Bu sözler aslında sadece Fenerbahçe camiasında değil, o zaman çok büyük mücadele veren, badireler atlatan, kulübümüzün liderliğini yapan başkanımız Sayın Aziz Yıldırım yani Nihat Bey’in dostu olan, aslında ona karşı da yapılmış büyük bir saygısızlıktır. Eminim ki başkanımız Aziz Yıldırım’ın da bu konuyla ilgili tez zamanda açıklamaları olacaktır. Bundan hiçbir şüphem de yoktur. Bu söylemler bence maksadını aşmıştır ve bunu düzeltmek için bu akşam üstü yapılan açıklamalar da rezalet konu budur.
Sormak istiyorum Sayın Nihat Özdemir’e, 2010-2011 sezonu şampiyonu kimdir? Siz bu soruyu cevaplamak için günlerce beklemeyin. Alın telefonu elinize, atın bir tweet deyinki 2010-2011 sezonu şampiyonu Fenerbahçedir, hakkıyla, emeğiyle, taraftarı ve camiasıyla bu şampiyonluğu gani gani haketmiştir. Tüm terör örgütünün engellemelerine rağmen, zaman da göstermiştir ki Fenerbahçe’ye yapılan saldırının kumpas olduğunu bunu açık söyleyin veya söylemeyin. Bunu söyleyebilir misiniz? Neye inanıyorsanız, 2010-2011 yılıyla ilgili o senenin şampiyonu kimdir çıkan ve söyleyin. Top çevirmeye, lafı uzatmaya gerek yok. Siz bizi hedef alıyorsunuz, defalarca hedef aldınız. Sizin gibi dostlarımız varsa, düşmana ne gerek var. Diğer kulüpleri de rahatlatmak adına çok basit bir soru soruyorum. 2010-2011 yılının şampiyonu kimdir sayın Nihat Özdemir? Bize birkaç ortamda 3 Temmuz’la ilgili ifadeniz oldu, ben konuşursam şöyle olur böyle olur dediniz, hodri meydan diyoruz ne isterseniz söyleyin. Heyecanla sözlerinizin arkasında durmanızı, mümkünse de beraber isteyeceğiniz herhangi bir medya platformunda, nerede istiyorsanız sizinle tartışmaya hazır olduğumuzu bilmenizi istiyorum. Yıllarca Fenerbahçe’ye hizmet ettiniz, inşallah bir daha hiçbir zaman hizmet etmezsiniz.
Daha fazla uzatmaya gerek yok.
Ali Koç her şeyi anlatıyor zaten.
O dönem en fazla bedel ödeyen isim Aziz Yıldırım oldu.
Şimdi Aziz Yıldırım, bunları söylüyor Nihat Özdemir için.
Neden acaba?
Aziz bey Nihat Özdemir’i affeder de…
Peki Fenerbahçe camiası affeder mi?