Self determinasyon nedir? Self determinasyon kavramının tarihi

Self determinasyon ya da Türk Dil Kurumu tarafından tavsiye edilen biçimiyle kendi kaderini tayin hakkı, alışılmış anlamda ulusların kendi geleceklerini belirlemesi kavramıdır. Genel olarak, milletlerin kendi siyasal durumlarını, ekonomik, sosyal ve kültürel manada izleyecekleri yolu kendi istençleriyle belirlemeleri şeklinde tarif edilir. Buna göre; kendi geleceğini belirleme hakkı yalnızca ulusun kendisine aittir; kimse ulusun hayatına zorla müdahale etme, okullarını ve diğer kurumlarını yok etme, gelenek ve göreneklerine saldırma, dilini baskı altına alma ve özgürlüklerini kısıtlama hakkına sahip değildir. Kelime İngilizce “Self determinatio”n kelimesinden türetilmiştir.

Birleşmiş Milletler, devletlerin toprak bütünlüğünün self determinasyon hakkından daha önde olduğunu kabul etmektedir. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu dönem sözcüsü Miroslav Lajcak; self determinasyonun temel bir hak olmakla beraber bu hakkın kullanılabilmesi için iki şart koşulduğunu ifade etmiştir;

Bu hak kullanılırken devletlerin toprak bütünlüğü ihlal edilmeyecektir.

Bu hak kullanılırken meseleye taraf olan herkes mutabakat halinde olacaktır.

KAVRAMIN TARİHİ

Kökü bakımından Fransız ihtilali sırasında 1795 tarihinde yayınlanan insan ve vatandaş hakları demecine denk gitmektedir. Bu terimin ilk kullanımı ulus devlet kavramının şekillenmeye başladığı 18.yy.’a götürülebilirse de, kavramın modern anlamda oluşumu 20. yy başlarındaki kullanımıdır. Bu kavram Bolşevik önder Vladimir Lenin tarafından 1914 yılında dile getirilmiş, ardından I. Dünya Savaşı yıllarında ve sonrasında ABD Başkanı Woodrow Wilson terimi sık sık kullanmıştır. Ancak terim Wilson İlkeleri olarak bilinen 14 maddelik bildirgenin hiçbir maddesinde yer almamıştır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir