Çay toplama mevsimi geldi, üreticiler toplayıcı bulmakta zorlanmaya başladı. Enflasyon ve döviz kuru nedeniyle çay toplayıcısı bulamayan üreticiler, durumdan şikayetçi.
Borçkalı çay üreticisi Yaşar Topal, çay hasadı ile ilgili şunları söyledi:
“Birinci çay sürümü başladı, burası benim tarlam ve burada birinci çay sürümünde kendi tarlamı toplamaya çalışıyorum gücüm yettiği kadar. Geri kalanı da artık yardım alacağım ve işçilerle birlikte girip bitireceğim. 7-8 ton arası oluyor. Gerçi sezondaki verime göre değişiyor. Burada üç sürüm oluyor. Ama bizim yüksek kesim olduğu için bazı seneler iki sürüm alabiliyoruz. Ama bu sene yani çayımı bitirmeden bir şey söyleyemem ama yine de verimli, şu anda verimde bir sıkıntı olacağını düşünmüyorum.
Satışta eskiden kota ve kontenjan sıkıntısı yaşıyorduk ve son iki senedir, Çaykur’a ne kadar verirsek o kadar alabiliyor, yani kota ve kontenjan konusunda sıkıntı yaşamıyoruz. Ama bu bizim yöre için geçerli. Daha verimli bahçeler kota sıkıntısı yaşayabilir. Kotadan fazla çayı olanlar özele satıyor; ki onların da iki senedir fazla sıkıntı yaşadığını düşünmüyorum ama önceleri bayağı sıkıntı yaşadılar.
“BU SENEKİ ÇAYA VERİLEN FİYATI ÖNCEKİLERE GÖRE AZ BULUYORUM”
Yani bu senenin fiyatını eskiye göre karşılaştırdığımız zaman biraz daha az olduğunu görüyorum. Çünkü daha önceki çay sürgünlerindeki aldığım parayla şu anki aldığım paranın karşılığı, markette eğer bir şey alacaksam ya da bir şey yapacaksam yani hemen hemen üçte ikisini alabiliyorum ve üçte bir kaybım var yani şu andaki açıklanan fiyata göre.
Çayın en büyük problem çayda işçiliğin aşırı derecede pahalı olması, şu anda bir ton çay 4 bin TL’ye toplanıyor. Artı bunun yemeği, getirisi ve hemen hemen şöylece kabaca söyleyeyim, eğer çaya işçi giriyorsa çayın yarısını işçi alıp gidiyor ve bu da çaydaki maliyet alanındaki en büyük problem bu.
Şu anda çayda vurduğumuz gübre yani çok faydalı mı değil mi ya da yeni bir teknik geliştirilmeli ve bu konuda biraz araştırılma yapılması gerektiğini düşünüyorum ama yaklaşık bir buçuk ton gübre vuruyorum o da bir buçuk ton çaya denk geliyor, bir sürümün bir buçuk tonunu gübreye vermiş oluyorum.
Larideki yükselişten dolayı biz eskiden Gürcü’ye yüz lira verdiğimizde kendi memleketine gidip 120 Lari alıyordu ve şu an gittiği zaman 10 Lari gibi komik bir rakam alıyor ve o yüzden bu senelerde Gürcü vatandaş buraya çay toplamaya girmedi diyebilirim, çok az var. Sahildeki üreticiler çaylarını bitirdikleri için bizim işçi bulma sıkıntımız olmuyor ama sahilde çaya hep beraber başladıkları için onlar bir dönem yoğun zamanda işçi bulmakta bayağı bir sıkıntı çekiyorlar. Yani şu anda benim kullandığım hızlı çay motorları çayda çay toplama ve hasat sorununu çözeceğini düşünüyorum. Çay işçiliği için Ziraat odaları, ÇAYKUR ve İŞKUR’la proje geliştirip, çay bahçelerindeki çay işçiliği ile ilgili sorunları çözmeleri gerekiyor yani daha doğrusu gençleri ve üniversite öğrencilerini çaylığa sokmaları gerekiyor, herkesin çaya girmesi gerekiyor ki ve çaya girmek bir şey kaybettirmiyor hatta çay toplamak çok keyifli bir iş ama nedense herkes kendi tarlalarından kaçıyorlar. Sadece çaydan gelen gelir yetmiyor, benim mesela tek kardeş olamama rağmen bu çay beni geçindirmiyor. Aslında bu çayın beni burada geçindirmesi lazım ve genç olarak burada durmam lazım ki yani bu kırsalda bu 7-8 ton çayla geçinip, yaşayabilmem gerekiyor ama ben ekstradan kendi çay ocağım var ve orada da çalışıyorum ve yine de ekstra bir şeyler yapmak zorunda kalıyorum.”