Emtia piyasasında mayısta sert satışlar görüldü. Düşüş eğiliminin hakim olduğu emtia piyasasında talep endişeleri öne çıktı.
ABD’deki borç limiti krizi, ABD Merkez Bankası’na (Fed) ilişkin belirsizlikler ve resesyon endişeleriyle emtia piyasasındaki satış baskısının önüne geçilemedi.
ABD’de devam eden güçlü ekonomik aktivitenin dolara olan talebi artırması ve ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz artırımlarını sürdürebileceğine yönelik öngörüler de emtia piyasasını olumsuz etkileyen önemli faktörler arasında yer aldı.
Analistler, emtia piyasasındaki sert düşüşlerin küresel ekonomik aktiviteye yönelik risk algısı ve endişeleri ortaya koyduğunu söyledi.
Çin ekonomisine ilişkin endişelerin devam etmesi de emtia talebini olumsuz etkiliyor.
Geçen ay ABD Merkez Bankası (Fed) ve Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) para politikası kararları, emtia piyasasındaki sert dalgalanmaları tetikledi.
Fed, geçen ay politika faizini 25 baz puan artırarak 16 yılın en yüksek seviyesi olan yüzde 5-5,25 aralığına çıkardı. Mart 2022’den bu yana 10. faiz artırımını gerçekleştiren Banka, böylece faiz oranını toplam 500 baz puan yükseltmiş oldu.
ECB de 3 temel politika faizini beklentiler doğrultusunda 25 baz puan artırdı. ECB’den yapılan açıklamada, gelecek dönem alınacak kararların piyasalar üzerinde yeterli sıkılaştırma yapacağı belirtildi. ECB Başkanı Christine Lagarde, faiz kararının ardından düzenlediği basın toplantısında, Banka’nın, enflasyona karşı “daha gidecek yolu” olduğunu ve Avro Bölgesi’ndeki enflasyonla mücadele için parasal sıkılaştırmaya “ara vermediğini” belirtmişti.
ABD’de bankacılık sektörüne ilişkin risklerin devam etmesi de geçen ay risk algısını artırmıştı. ABD Federal Mevduat Sigorta Kurumu’nun (FDIC), First Republic Bank’ın kapatıldığını ve varlıklarının ABD’nin büyük bankalarından JPMorgan Chase tarafından satın alınacağını duyurmasıyla yatışan bankacılık krizi, ABD’de yeniden etkili oldu. Devlet yetkilileri ve bankalardan yapılan açıklamalarla geçen ay bölgesel banka hisselerinde oynaklık artmıştı.
YÜKSELEN TAHIL FİYATLARI DEĞERLİ METALLER ÜZERİNDE BASKI OLUŞTURDU
Yükselen tahvil faizleriyle değerli metallerde geçen ay düşüş yaşandı. ABD 10 yıllık tahvil faizi, mayıs ayını yüzde 6,4 artışla 3,6420 seviyesinden tamamladı.
Geçen ay altın yüzde 1,4, gümüş yüzde 6,1, paladyum yüzde 9,2 ve platin yüzde 7,4 değer kaybetti.
Paladyum, geçen ay 1.360,85 dolarla Haziran 2019’dan bu yana en düşük seviyeyi görmüştü.
Avro Bölgesi’nde inşaat üretimindeki düşüş gümüşe ilişkin talep endişelerini gündeme getirdi. Avrupa Merkez Bankası (ECB) üyelerinin “şahin” açıklamalarıyla gümüşün fiyatı gerilerken, bakır fiyatlarındaki azalış da gümüş fiyatlarındaki düşüşü tetikledi.
ASYA’DA ARTAN RESESYON ENDİŞELERİ BAZ METALLERİ OLUMSUZ ETKİLEDİ
Geçen ay baz metallerde de sert düşüşler görüldü.
Tezgah üstü piyasada bakır yüzde 5,7, kurşun yüzde 6,7, nikel yüzde 14,6 ve çinko yüzde 15,2 gerilerken, alüminyum yüzde 16 arttı.
Bakırın libresi, geçen ay 3,53 dolarla Kasım 2022’den bu yana en düşük seviyeyi test etmişti.
Baz metallere, özellikle Asya’da artan resesyon endişeleriyle düşüş eğilimi hakim oldu.
Çin’de ekonomik aktiviteye ilişkin endişelerin artması ve arz tarafının güçlü kalmasıyla düşüş eğilimini sürdüren bakır geriledi.
Analistler, Çin’de bir süredir devam eden yavaşlama eğiliminin son dönemde açıklanan verilerle daha da gün yüzüne çıktığını, bu durumun imalat sanayinde kullanılan bakır ve demir gibi metal fiyatlarını baskıladığını belirtti.
Londra Metal Borsası’nda baz metal endeksi, 2022’deki zirvesine göre yüzde 30 düşüş kaydederken, bu düşüşte önde gelen faktörün Çin ekonomisine yönelik belirsizlik olduğu belirtildi.
Çinko, 2022’de uzun süreli izabe dar boğazının ardından bu yıl arzda güçlü bir toparlanma beklentisiyle baskılanıyor. Uluslararası Kurşun ve Çinko Çalışma Grubu, küresel çinko piyasasının yılın ilk 3 ayında 44 kiloton arz fazlası verdiğini duyurdu.
BRENT PETROLDE KAYIPLAR YÜZDE ON’U AŞTI
Geçen ay enerji emtialarında da sert satışlar görüldü. Mayıs ayını Brent petrol yüzde 10,1, New York Ticaret Borsası’nda işlem gören doğal gaz yüzde 6 değer kaybetti.
Petrol fiyatlarındaki düşüşte, Çin’den gelen zayıf ekonomik veriler etkili oldu. Çin’de, işletmelere verilen yeni kredilerdeki azalış ve ABD’deki ekonomik endişelerin talep görünümünü olumsuz etkilemesi de Brent petroldeki düşüşleri tetikledi.
Hava sıcaklıklarının yükseleceğine yönelik öngörülerle de doğal gaz fiyatları geriledi.
TARIM EMTİALARINDA SERT ARTIŞLAR
Geçen ay tarım emtialarında da sert satışlar görüldü.
Chicago Ticaret Borsası’nda işlem gören buğday yüzde 6,2, soya fasulyesi yüzde 8,4 ve pirinç yüzde 0,5 gerilerken, mısır yüzde 1,5 arttı.
Buğday, 5,7325 dolarla Aralık 2020’den, soya fasulyesi de 12,7075 dolarla Aralık 2021’den bu yana en düşük seviyeyi gördü.
Intercontinental Exchange’de (ICE) pamuk yüzde 1,7, kahve yüzde 3,9 ve şeker yüzde 4,9 değer kaybederken, kakao yüzde 2,4 arttı.
Üretim tahminlerindeki artış, tarım emtialarını aşağı yönlü etkiledi. Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması’nın uzatılmasının arza yönelik endişeleri azaltması tahıl fiyatlarını aşağı yönlü etkiledi.
Petrol fiyatlarının düşük olması nedeniyle artan talep endişeleriyle şeker fiyatları düştü. Şeker piyasasında üretim fazlası olacağına yönelik endişeler de şeker fiyatlarında değer kaybına neden oldu.
Analistler, Çin hükümetinin devlet rezervlerinden yaklaşık 1 milyon ton şeker çıkarmayı planladığına dair haberler olduğunu belirterek, bunun şeker talebini olumsuz etkilediğini ifade etti.
Resesyon endişeleri de pamuk fiyatlarını olumsuz etkiledi.
Fildişi Sahili’nde kakao verimine yönelik endişeler, kakao fiyatlarının yükselmesine neden oldu.
ÇİN’DEKİ YAVAŞ İYİLEŞME VE RESESYON RİSKLERİYLE EMTİA FİYATLARI DÜŞÜŞ KAYDETTİ
Saxo Capital Emtia Strateji Başkanı Ole Hansen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Çin’deki yavaş ekonomik iyileşme ve resesyon riskleriyle emtia fiyatlarının mayıs ayında düşüş kaydettiğini belirtti.
Buna ek olarak, ABD’deki borç tavanına ilişkin endişelerle tahvil faizlerinin ve doların yükseldiğini aktaran Hansen, böylece piyasalarda risk algısının azaldığını söyledi.
Hansen, emtia piyasasında kayıpların özellikle büyüme odaklı iki sektör olan enerji ve endüstriyel metallerin öncülüğünde gerçekleştiğini kaydetti.