ANKARA – Türkiye Büyük Millet Meclisi, 14 Mayıs’ta yapılacak seçimden önce son birleşimini yaptı. Milletvekillerinin son gündemi Amasra Maden Kazasını Araştırma raporu, son oylaması da Radyo Televizyon Üst Kurulu üye seçimi oldu. 5 yıl süren 27’nci yasama dönemi geride kaldı.
CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİNİN İLK 5 YILI…
Bu dönemin diğerlerinden farkı, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin uygulandığı ilk yasama dönemi olmasıydı. Türkiye’nin 18 Haziran 2018’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişiyle birlikte Türkiye’nin yaklaşık 100 yıllık yönetim yapısı değişti. Anayasa değişikliği referandumu sonucu hayata geçen bu sistem değişikliği, Meclis çalışmalarını da yakından etkiledi. Başbakanlık makamı kaldırıldı ve yürütmeye ait tüm yetkiler cumhurbaşkanına devredildi. Milletvekillerinin Meclis’te onayladığı kanunlar kadar Cumhurbaşkanlığı kararnameleri de etkili oldu.
BAŞKANLIK SİSTEMİ TARTIŞMASI, ‘TAMAM MI DEVAM MI’ SEÇİMİ
Yeni sistemde yürütme makamı Cumhurbaşkanı olunca ülke bütçesinin Meclis’e sunulmasından üst düzey bürokratların atanmasına kadar ‘sınırsız’ yetkiyle donatıldı. Meclis’te alınması gereken pek çok kararın Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile alınması geçen 5 yılın temel tartışma konusu oldu. Öyle ki tek bir kişinin ‘sınırsız’ yetkilere sahip olmasının ülkenin ekonomisinden demokrasisine olumsuz etkiler yarattığını ve sistemin değişmesi gerektiğini savunan muhalefetin temel seçim vaadi güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçmek oldu. Ülkenin başkanlık sistemiyle daha da güçlendiğini ve dünyada rekabet edebilen konuma geldiğini savunan iktidarsa sistemi korumaya odaklandı.
5 YILDA 139 KANUN, 140 CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİ
Türkiye 14 Mayıs seçimlerine bu temel tartışma ekseninde giderken CHP İstanbul Milletvekili İbrahim Kaboğlu, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin 5 yılında yürütülen Meclis çalışmalarını mercek altına aldı.
Sistemin yürürlükte olduğu 5 yılda Cumhurbaşkanı kararnameleri ve kararları aracılığıyla yasama yetkisinin yürütme tarafından gasp edildiğini savunan Kaboğlu’nun raporuna göre 27’nci yasama döneminde 2 bin 880 ayrı düzenleme yapan 140 Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi yürürlüğe girerken Meclis’te -uluslararası andlaşmalar hariç- 139 kanun kabul edildi. Yani Cumhurbaşkanı kararnamelerinin sayısı Meclis’in çıkardığı kanunların sayısını geçti. Kaboğlu’na göre sistem değişikliği ile cumhurbaşkanına ‘paralel yasa yapma yetkisi’ verildi.
CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMELERİ
Üstelik bu Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin 3’te biri daha sonra çıkan başka Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile değişikliğe uğradı ya da iptal edildi. 5 yılda çıkan “Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri”nin sayısı 83’e ulaştı.
CHP’DEN AYM’YE 199 İPTAL BAŞVURUSU
Devlet yönetiminin “tek kişi”nin tercihlerine indirgenmiş olması sonucu anayasal kuralların uygulanamaz hale getirildiğini ifade edilen Kaboğlu’nun raporunda 5 yıllık Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi boyunca CHP’nin iptal istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı başvuruların verileri de paylaşıldı. Buna göre yürürlüğe giren 458 düzenlemeden 199’u iptal istemiyle AYM’ye götürüldü.
5 YILIN ÖZETİ TORBA KANUNLAR
Birbiriyle ilgisiz alanlarda pek çok konunun aynı teklifin içinde, yeterince tartışılmadan yasalaşmasının önünü açan torba kanun yöntemi de son yasama yılında muhalefetin en çok eleştirdiği konuların başında geldi. Kaboğlu’nun çalışmasına göre 5 yılda Meclis’te yasalaşan 139 kanun teklifinin 52’si torba kanun teklifiydi ve bu kanunlarla birçoğu kritik 2 bin 503 düzenleme yapıldı. 5 yılda Meclis’in en çok mesai yapan komisyonu torba tekliflerin görüşüldüğü Plan ve Bütçe Komisyonu oldu. Komisyon 5 yılda 52 kez toplandı.
KOMİSYONLARIN AZALAN MESAİSİ
Meclis’in diğer ihtisas komisyonlarının mesaileri ise Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri ve torba yasa yönteminin tercih edilmesi sebebiyle azaldı. En az çalışan komisyonlardan biri Anayasa Komisyonu oldu. Çok sayıda anayasaya aykırılık iddiasına karşın bu komisyon 5 yılda sadece 3 kez toplandı.
27’nci yasama döneminde Adalet Komisyonu ise 21 kez toplandı ancak Kaboğlu’nun çalışmasına göre komisyon, sınırlı değişikliklerin ve konjonktürel siyasi hesaplara yönelik düzenlemelerin ötesine geçemedi.
5 yıl içerisinde en az çalışan komisyonlardan ikisi de Sağlık ve Çevre Komisyonları oldu. Komisyonlar COVID-19 pandemisine, iklim krizine ve iktidarın “çılgın” projelerine rağmen 5 yılda ikişer kez toplanabildi.
BAŞKANLIK SİSTEMİNİN TARTIŞMALI DÜZENLEMELERİ
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile geçen 5 yılda Meclis’te muhalefetin ve kamuoyunun itiraz ettiği pek çok düzenleme yasalaştı. Aynı ilde birden fazla baro bulunmasının önünü açan çoklu baro düzenlemesi, siyasi partilerin ittifak olarak seçime girmesini düzenleyen seçim kanunu, muhalefetin sansür yasası olarak tanımladığı dezenformasyonla mücadele yasası, öğretmenler arasında mesleki kademeleri düzenleyen öğretmenlik meslek kanunu, bekçilere silah kullanma yetkisi getiren kanun tartışmaları düzenlemelerin başlıcaları olarak kayda geçti. 5 yılın en çok tepki çeken Cumhurbaşkanı Kararlarından biri de Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi oldu.
MECLİS KESİN SONUÇLARDAN 3 GÜN SONRA AÇILACAK
Türkiye Büyük Millet Meclisi, 14 Mayıs’ta gerçekleştirilecek 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi kesin sonuçlarının Yüksek Seçim Kurulu tarafından ilanından 3 gün sonra saat 14:00’te açılacak. Toplantıya ise en yaşlı üye başkanlık edecek.